Acısı, öfkesi ve kötülüğü bitmeyen ülkenin, hala “Bir
köşesinde domates yetiştiririm. Arka bahçede de rakının dibini kardeş payı
yaparız” hayalini 33 yıldır söndürmemiş neferiydim bendeniz. Hayattaki her bir
yılıma bir hayat denk düşürecek kadar çok çocuğu bir günde öldürdüler. Filtresiz
gülüşlerine utancımdan uzun uzun bakamadığım, ama mutlaka bir yerden hatırladığım
çocukları. Hani 10 yıl geçmese bizim fakülteden diyeceğim çocukları. Hani şu
sosyolojideki kıvırcık kızla, hep kantin girişinde takılan esmer oğlan. İyi düşünen
insanları, iyi düşünen insanların gözleri bir yerlerden ısırır mı hep? İyi
düşünen insanları, kötü düşünen insanlar bir yerlerde öldürmek ister mi hep? İyisi
bu kadar iyi, kötüsü bu kadar mı kötü olur bir memleketin? Dandik senaryoların
uydurma kahramanları gibiyiz. Ya Hulusi Kentmeniz ya da Suzan Avcı.
Ben sanırdım ki, 30’dan sonra herhangi bir anda, yüzümde
kırışıklar belirdiğinde ve arkadaşların çocukları ‘teyze’ diye seslendiğinde yaşlandığımı
anlayacağım. ‘Benim içimdeki çocuk’tan alıp sazı ‘hissettiğin yaş’a kadar götürürüm
sanırdım. Bu ülkede, kendi yaşından küçük bedenlerin cenazesine gittiğinde
anlıyormuşsun yaşlandığını. Berkin’i toprağa verirken parçalanan çocukluğuma,
uçurtmanın ucuna resmini bağlayıp göğe salmak pansuman olmuş muydu? Yitip
gidenlerin ardından çocuksu ritüeller yapmak ayıp mıydı? Yasımızı da bulunduğumuz
tarafa göre tutmak zorundayız değil mi? “Taraf olmazsan bertaraf olursun” özlü
sözündeki müzikaliteye çomak sokan kabadayı tavrından kıllansaydınız hiç yoksa. Ben insanlıktan yana taraf tutuyorum, adam nefretten yana. Elimde insanlık başıboş bekliyorum. Uluslararası ehliyeti yok çünkü 'insanlık' tarafının. Acımızın uluslararsı bir geçerliliği oluyor mu peki? Unuturlarsa onların da kalbi kurusun değil mi?
“Allah evlat acısı yaşatmasın” tümcesini, bu kadar çok çocuk
öldürmemiş bir Letonya dilbilimcisi dehşet içinde inceliyor mu mesela? Başka
ülkelerdeki iyi insanlar da bizim çocuklarımıza üzülüyor mudur? “Alexis’in adını
biliyoruz ve unutmuyoruz” diye hatırlattı dün bir arkadaş. Ege’nin hatırına Ali
İsmail yazmış mıdır bir Yunanlı grafitici duvarlara? Yıllardır birinin ismini
an gelir de unutursam, ellerimle kurşun sıkmış olurum sandığım bunca gidenin ardından,
32 çocuğun adını aklım almaz ki acısını yüreğim kaldırsın.
Ben şimdi kan değmemiş hangi toprağı bulayım da ekeyim hibrit tohumları?
0 comments:
Post a Comment