Ben, çatışmanın ortasında “diren iphone şarjı” diye slogan yazabilen çocuğuna aşık oldum bu direnişin
İki gün önce kendini öldürmeye çalışan polise simit tutan gencine
İstiklal boyu maske ve gözlükle gülüşerek yürüyenlere
Deniz’in AKM’nin üstünde en yakışıklı bakışına
Nefesi gazdan kesilmişken kedi yavrularını kurtarmaya çalışanına ve hayvan canını ilk defa insan canından az görmeyenine
“Her yer T......aksim, Her yer direniş” diyerek başka bir şehirde zulüm gören tanımadıkları için canını tehlikeye atıp sokakları dolduranına
Taksim anıtını kuyruklu piyano ile işgal edenine
Saldırıdan kaçarken birine çarptığında özür dileyenine
Evini gece yarısı tanımadığı insanlara açan ve ertesi gün polis meydandan çekildiğinde bakkalda soğuk bira kalmadığı için gençlere kovayla buz veren amcasına
İlk defa bir eyleme “git” diyen anne yüreğine aşık oldum
Şafak baskınının ertesi sabahında tepsiyle dolma dağıtmak için kargaşaya karışan teyzesine
Hiç bu kadar komik olduğumuzu bilmememize
Elimdeki yükü her seferinde alıp bölüşene
CNN’e on numara aksanıyla İngilizce röportaj verene
Alt mahallenin çocukları ve yaşlılarına her akşam mutfakta özenle ikram sunanına
Kütüphane kuranına, matematik dersi yapanına, çocuk parkı düşünene, her gün atölyeler yaratanına
Bize edebimizle küfür etmeyi ve “tercih değil yönelim” demeyi öğretenine
Ben bu direnişin her rengine aşık oldum ulan
Ama sokakta geçirdiğim her sakin saatte aklımın diğer şehirlerde kalışının,
Revirlerdeki dehşetin
Öldürmek için saldıranların
Bizi gizlice öldürsünler diye yayın yapmayanların
Kapıyı açtık diyerek içeride polise teslim edenlerin
Her bir vurulma, düşme, yaralanma, acı çekme görüntüsünün
Yayında boy gösterirken kameralardan uzak her meydanı acımasızca vuranın
Tek bir karesinin bile hıncını alamadım
Şimdi gelmişler bana Kabataş iskelesinde tartaklanan kadının hesabını soruyorlar. Bizim ölümüz ölü değil, birim körümüz kör değil, bizim yaramız yara değil.
İki gün önce kendini öldürmeye çalışan polise simit tutan gencine
İstiklal boyu maske ve gözlükle gülüşerek yürüyenlere
Deniz’in AKM’nin üstünde en yakışıklı bakışına
Nefesi gazdan kesilmişken kedi yavrularını kurtarmaya çalışanına ve hayvan canını ilk defa insan canından az görmeyenine
“Her yer T......aksim, Her yer direniş” diyerek başka bir şehirde zulüm gören tanımadıkları için canını tehlikeye atıp sokakları dolduranına
Taksim anıtını kuyruklu piyano ile işgal edenine
Saldırıdan kaçarken birine çarptığında özür dileyenine
Evini gece yarısı tanımadığı insanlara açan ve ertesi gün polis meydandan çekildiğinde bakkalda soğuk bira kalmadığı için gençlere kovayla buz veren amcasına
İlk defa bir eyleme “git” diyen anne yüreğine aşık oldum
Şafak baskınının ertesi sabahında tepsiyle dolma dağıtmak için kargaşaya karışan teyzesine
Hiç bu kadar komik olduğumuzu bilmememize
Elimdeki yükü her seferinde alıp bölüşene
CNN’e on numara aksanıyla İngilizce röportaj verene
Alt mahallenin çocukları ve yaşlılarına her akşam mutfakta özenle ikram sunanına
Kütüphane kuranına, matematik dersi yapanına, çocuk parkı düşünene, her gün atölyeler yaratanına
Bize edebimizle küfür etmeyi ve “tercih değil yönelim” demeyi öğretenine
Ben bu direnişin her rengine aşık oldum ulan
Ama sokakta geçirdiğim her sakin saatte aklımın diğer şehirlerde kalışının,
Revirlerdeki dehşetin
Öldürmek için saldıranların
Bizi gizlice öldürsünler diye yayın yapmayanların
Kapıyı açtık diyerek içeride polise teslim edenlerin
Her bir vurulma, düşme, yaralanma, acı çekme görüntüsünün
Yayında boy gösterirken kameralardan uzak her meydanı acımasızca vuranın
Tek bir karesinin bile hıncını alamadım
Şimdi gelmişler bana Kabataş iskelesinde tartaklanan kadının hesabını soruyorlar. Bizim ölümüz ölü değil, birim körümüz kör değil, bizim yaramız yara değil.